
Bugün sizlerle karşılıksız sevgi ve yaşama hakkına olan saygının temellerinin atıldığı hayvan sevgisi üzerine bir paylaşım hazırladık. Vicdanı hür, saygılı ve sevgi dolu bir birey yetiştirmenin en başında bizim sessiz dostlarımız olan hayvanlara karşı tutumun doğru oluşturulması büyük önem arz ediyor Birçok ebeveynin kendi ailesinden öğrendiği hayvanlara karşı olumsuz tutumları değiştirmede ya da çocukların fiziksel sağlığını koruyarak doğru mesafeden hayvan sevgisi ve onların yaşam alanlarına karşı saygıyı oluşturmada zorlandığını biliyoruz. Zorlandığınız anlarla ilgili danışmak istediğiniz ya da yardım almayı düşündüğünüz konularda bize başvurabilirsiniz. Böylece hayvan sevgisini aşılarken küçük bir destek ile zorlukların üstesinden beraber gelmeyi başarabiliriz.
Çocukların bir hayvanla iletişime geçme hevesini "ısırır, tırmalar" gibi uyarılarla kırmak onları olası bir tehlikeye karşı korumak için ilk verilen tepkilerden biridir. Ancak bu söylemler çocuklarda hayvanlara karşı olumsuz bir algı oluşturmakla beraber uzun süreli fobi geliştirme riskini de beraberinde getirir. Aynı zamanda yaklaşmakta olan bir hayvana taş atarak, bağırarak, üstüne giderek kovalama girişimleri de çocukların siz ebeveynlerden model alarak öğrenecekleri nefret hareketlerine dönüşebilir.
Olumsuz tutum geliştirme risklerinin farkında olarak çocuklarımızın yanında sessiz dostlarıma karşı daha kibar davranmaya çalışalım. Hayvanlara karşı acil önlemler almak yerine mesafemizi koruyarak yaşam alanlarına saygılı davranmak, onlarla barış içinde yaşamanın yollarını aramak daha yapıcı bir tutumdur.
Korona döneminde yemek bulmakta, sıcak yaz günlerinde su bulmakta zorlanmış olan sokaktaki dostlarımız için bir kap yemek ve su koyarak davranışlarımızdaki dönüşümü başlatalım. Bu biz yetişkinlere iyilik yapmanın verdiği huzuru yaşatırken çocuklarımız için de güzel bir davranış örneği olacaktır.
Psk. Ayça Çınaroğlu